Recep YİĞİT Kişisel Web Sayfası :::...



 

   
 
  ŞİİR KÖŞESİ

 

Aşk Şiirleri

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....

Aşk benim hiç Senim olmamış

Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…

 

Yeni Eklenen Yazılar & Aşk Şiirleri

Patates Bahçesi

Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti. Sevgili David, Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi    kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım.devamı»

Seni çok ama çok seviyorum canım

Beni mutsuz edemezsin. Başaramazsın bunu. Çünkü ben sana “ hayat “ dedim sevgili. Öldüremezsin bizi. Üzemezsin beni. Kendini öldürmeye yeltendikçe ben seni “ bende “ büyütmeye devam edeceğim. Sen devam et kendinin katilin olmaya. Sen yüzünü kapattıkça umuda ben seni “ sende “ doğurmaya devam edeceğim. İnatla, sabırla. Çünkü sen cansın bende..devamı»

Aşk İnsanı Üşütür Mü?

Teker teker bastığı tuşlar kendisinde basma arzusunu arttırdıkça arttıracak seslerin yankı bulmasına sebebiyet veriyordu. Kapkaranlık odanın en orta yerinde yılların birikintisine parlaklığıyla karşı koyamasa da yaratabildiği ahenkle fazlasıyla dayanabilmişti. Ufak bir mum yaktı. Neden yaktığını bilmiyordu. Baktı buğulanmış gözleriyle.devamı»

Bahar Dallarının Erguvanları Gibidir Aşk...

Bahar dallarının erguvanları gibidir aşk.Ne zaman böyle tomurcuklarla dolmuştur eli,kolu,yanı,yönü .... şaşar kalır insan.Ne zaman güneş ısıtmıştır böyle içini bu karakışın ortasında ? Ve neden gülümsediğini bilmeden gülümseyerek uyanır insan artık yeni sabaha,yeni güne,yeni aşka...devamı»

SENİ UNUTTUM

Seni unuttum. Her gün geçtiğimiz sokaklardan geçerken aklıma hiç gelmiyorsun.Arkadaşlarla,bana aşkını ilk kez kızaran yüzünle,dolan gözlerle ve titreyen ellerinle ellerimi avuçlarına aldığın,o kafeye gittiğimizde seni hiç hatırlamıyorum...Sarılarak gezdiğimiz nehrin kenarından geçiyorum.Gözlerim uzaklara daldı,bir an küçük ayrıntılar geçiverdi işte gözlerimin önünden.Öylesine. ...devamı»

GÖZÜMÜN FERİ GERİ DÖN

Yıllardır gönlümün uslu uslu akan nehrini, çağlayana döndüren yasak mı helal mi adını bir türlü koyamadığım sevdalandığım yalnızca sana… Bir aşk vesikası işte! Vedasız ayrılanlardanız ,hani gidenin arkasından ağlanmaz ya sevdam bu bir gidiş miydi kendini terk ediş miydi çözemedim.Göz yaşlarım bir teslimiyetin aynası sanırım,varsın duygusal teslimiyetim sen ol yeter ki sen ol sevdam.devamı»

Birgün Dönersen

Hani bana son kez sarılıp yumruklarını sıktığın ve gözlerini sıkıca kapattığın o ayrılık günü vardı ya sevdam,gidişini kabullenemeyip “görüşürüz” demiştim sana asla görüşmeyeceğimizi bile bile.. Dost meclislerinde ayrıldık diyemedim günlerce , aşk nasıl yaşanır onca insana öğretmiştik ,yitip giden zaman mıydı bizler miydik yoksa kocaman sevdamız mıydı anlam verememiştim çünkü

Sevgi Sözleri 

Akşamlardan, gecelerden,senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün,
birdenbire çıkıp gelmesen...
(b.s.ö.s 14 haziran2006)

Gemiler yaptım, kağıt gemiler
Sevdamı yükledim herbirine
Attım denize.
Denizler,
Denizler sesimi bilirler.
Söyledim, kağıt gemilerimi
Sana getirecekler. (burak boyacı/'97)

Sabahları seviyorum,
insanları seviyorum,
filmleri ,şarkıları , kitapları,sıcak ekmeği, kalabalık sofraları,çikolatayı, minicik bebekleri,
rüzgarda yaprak olmayı,
geceleri yıldız olmayı,
yaz gecesinde yağmur olmayı sevdim...
Ve en çokta seni sevdim,
Hep yokluğunda...
(b.s.ö.s 04.mayıs.2005)

Sen,
Solgun baharlardaki mavi yağmurum,
Akşam kızıllığında yorgun gölgem,
Kış ayazında yaz güneşimsin.
Bulutlardaki saklı düşlerim,
Her günün sonunda özlediğimsin.
Yüzün kadar temizdir kalbin,
Hangi sevgi alabilir yerini?
Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor,
Sensizlik ölüm kadar acı…
(b.s.ö.s 05.mayıs.2005)

Sen, kalbime giren bir sevda kurşunusun,
Seni, ya orada bırakacaklar,
Ya da, çıkarırken canımı alacaklar aşkım...

Her mevsim kalbimde kır çiçeğim benim
Dualarım sana gözbebeğim benim
Ölsem de vazgeçmem tek dileğim benim
Sen benimsin ben de senin
Sonsuza kadar yemin ederim

Yaşadığım her an
Seni özlemeye itiyor beni
Ağır geliyor yokluğun
Beklediğimsin, özlediğimsin, özlemimsin...

Hasretinle dağları deleceğim
Bu aşkla kendime geleceğim
Bir ömrüm daha olsa inan
Yine bir tek seni seveceğim

Adını kalbime aşkla süsledim,
Yıllar yılı bir tek seni düşledim,
Bilmem ki nasıl bir günah işledim,
Selamın geliyor sen gelmiyorsun...

Yedi ayrı iklimden,
Yedi çeşit arı getirseler,
Yedi çeşit arı,
Yedi ayrı çiçeği dolaşsa,
Yedi ayrı çiçekten bal yapsa senin kadar tatlı olamaz...

sen
hala
anılarımın
en
beyaz
yanısın
sen buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın
yarısısın
sen sağanakla gelen sabahlarda
çok eski bir şarkının adısın...

Sen yemeğimin tuzu, yüreğimin buzu, anasının en güzel kızı... Sen kalbimde en tatlı sızı, sen bütün varlığımın sevimli hırsızı... Sen sevdikçe sevilesi, övdükçe övülesi, öptükçe öpülesi, aşık oldukça olunacak aşkımsın

Hani gözler vardır sözleri anlatır, hani sözler vardır gözleri anlatır, bir de aşk vardır seni anlatır...

Ne zaman tutsam ellerini,
Gözlerimin önünden mevsimler geçer,
Ne zaman gözlerin gözlerime değse,
Samanyolu’nda bir yıldız düşer...

Sıkıntı çekecek kadar gücüm acı çekecek kadar sabrım kalmasa da Seni sevecek kadar kalbim her zaman vardır.
Hani dağlarda dört mevsim erimeyen kar olur ya;
yokluğunda yüreğimden eksilmeyensin sevgi...

Çarşıda kaybolan çocuğun elinde soğuyan anne sıcaklığı hızıyla ayrıldın benden,
Oysa ben çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile ayrı kalamam senden…

Hayatta üç şeyi sevdim;
Seni,
Kalbimi,
Ümit etmeyi…
Seni sevdim sensin diye, kalbimi sevdim seni sevdi diye,
Ümit etmeyi sevdim belki seversin diye…

Bir gece titreyerek uyanırsan
Bil ki resmini öptüğüm andır…
Bir gün yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden
Bil ki bir tanem yokluğundan öldüğüm andır.

Aşkınla sararıp solacak kadar
Sevginle bahtiyar olacak kadar
Uğruna canımı verecek kadar
Seviyorum desem inanır mısın?

 Burçlar ve Burçların Özellikleri

"Burçlar olgusunun gerçek olduğunu bilim ispatladı!"

Elektronik mühendisi ve yazar Maurice Cotterell, dünyanın çevresini atmosfer gibi saran radyasyon kuşaklarını incelerken, 1957 yılında NASA'da çalışan bilim adamı James Van Allen tarafından keşfedilen ve onun adıyla anılan bu kuşakların, güneşten gelen radyasyonu süzdüğünü ve dünyaya gönderdiğini, güneşin yıl boyunca on iki çeşit ışın gönderdiğini ve bunların da on iki farklı çekim alanı yarattığını görmüş. (Bu manyetik alanları keşfeden de Profesör Iain Nicolson.)
On iki !...  Bu sayı, Cotterell'in zihnindeki soruyu yanıtlamış... Burçlar da toplam on iki adet değil mi?  On İki aya on iki burç,burçlar da ayrı manyetik alan!
Araştırmalarını derinleştirmiş, eline Oakland Üniversitesi'nden Profesör A.Lieboff'un bir incelemesi geçmiş. Profesör Lieboff‘un, tüp bebekler üzerinde yaptığı araştırmada, laboratuvarındaki ışık düzenlemesinin, tüplerde büyümekte olan ceninlerin hücrelerini etkilediğini söyleyerek ilgilileri uyardığını görmüş...

Maurice Cotterell,  bu verilerden yola çıkarak, on iki ayrı güneş ışınımının cenin kromozomlarında on iki çeşit mutasyona yol açtığını (cenin ister tüpte, ister ana rahminde olsun), bunun sonucunda ortaya on iki farklı insan tipi çıktığını söylüyor.

Bu  kez elindeki verileri bilgisayara yüklemiş. Belli ışınımların dalga boyları ve buna 'tekabül eden' güneş lekeleriyle insanların bazı davranış biçimleri ve doğum tarihleri arasında 'korelasyon' aramış. Bilgisayar buluşu doğrulamış. Güneşteki lekelerin (yani radyasyon patlamalarının) belli bir şekil aldığı dönemde, ananız, babanız sizi oluşturma işlemine giriştiyse, belli bir karaktere sahip oluyorsunuz.

Örneklere göre;
Aslan burcu "ille benim dediğim olacak" tavrına güneşin belli bir leke görünümü, Akrep'in çok duygusal olup da bunu gizlemek istemesine güneşin başka bir leke biçimi, Kova'nın iliklerine kadar duygusal olup da bunu saklamaya hiç gerek görmemesine başka bir leke 'pattern'i denk düşüyor...

Cotterell, bu yönde birkaç noktanın altını çiziyor:

1. Görülüyor ki, belirleyici olan, doğum tarihi değil, 'imal tarihi'. Annenizin sizi doğurduğu anın hiçbir önemi ve anlamı yok. Kişiliğinizi saptayan, babanızın sperminin annenizin yumurtasıyla birleştiği an ve onu izleyen dakikalar, saatler...

2. Böylece, burcunuzu saptamak için de dokuz ay on gün geriye gideceksiniz. Yani, İkizler aslında Başak burcu, Kova aslında Koç burcu, Aslan aslında Akrep burcu!...

3. İnsanoğlu yüzyıllarca, hatta bin yıllarca burçlar ı etkileyenlerin gezegenler olduğunu sanmış. Oysa, meselenin Venüs'le, Satürn'le, Neptün'le falan hiç ilgisi yok! “Mars bilmem kaçıncı evdeyken Pluton'un yükseleninizin kaçıncı derecesinde” türünden iddialar boşa gidiyor...

Ama işin temelindeki gerçek, ‘Burçlar' var. Ya da şöyle söyleyelim, insanlığın 'burçlar' olarak bildiği karakter özellikleri ve farklılıklarının bilimsel nedeni açıklandı.

Çağımız itibariyle 1957’ de keşfedildiği kabul edilen, gerçekte insanlığın başlangıcından beri var olan Burçlar; işin temeli...
Ancak; içeriği hakkında tartışılabilir.
Örneğin, Cotterell’in dediği gibi, acaba doğum tarihimizin hiç mi önemi yok?...
Evet, gerçekten start noktası çok önemli, çünkü bu noktada sonrakilerin hepsi mevcut. Kaderimizin yazılması denen olay, daha anne karnında iken, burçlardan gezegenlerin aracılığı ile ulaşan ışınımların DNA yapısında düzenleme yapmasıdır.
Ancak; ilk noktanın yani Cotterell’in deyişi ile “imal tarihi”nin kesin olarak tespit edilmesi çok zor, doğum tarihi, saati gibi noktalardan yola çıkarak karakter özelliklerini  saptamak çok daha mümkün...
Zaten iç burç, yükselen ve ay burçları, ilk noktanın tafsilidir...
Bizi düşündüren bir diğer husus da, gezegenlerin hiçbir etkisinin olmadığı fikrinin öne sürülmesidir ki, bu iddia yanlıştır.
Çünkü, sistem burçlarıyla, gezegenleriyle, yıldızlarıyla, pozisyonları ile bir bütün...
Burçlar ana grafiği çizer, yıldızlar ise oradaki hareketliliği anlatır...
Başka bir deyişle çanak anten gibi, burçların farklı dalga boylarını yansıtırlar...
Öyle veya böyle "işin temeli burçlar" ifadesine katılmak gerekiyor.
İlim, keşif, yenilik ifade eden Kova çağına girdiğimiz 2000’ li yıllarda, astroloji gerçek yerini bulacaktır.
Bu bilgiler ışığında şu noktaya varabiliriz:
Her insanın bir astrolog olması gerekmiyor, ancak astrolojiyi enikonu bilmesi gerekiyor.
Bu ilmin günlük hayatımızda bize yarar sağlayacağı ve davranışlarımızın modelini oluşturacağını düşünmek çok mantıklı. Ama belki bazı kişilerde halen bir ikilem yarattığı için ilim olarak kabul edilmese de, astrolojiyi ve burçlar takip edenlerce asla bir sendrom niteliğinde değildir...

Günlük Burçlar ve Yorumları .:

Koç Burcu

Boğa Burcu

İkizler Burcu


Yengeç Burcu


Aslan Burcu

Başak Burcu

Terazi Burcu

Akrep Burcu

Yay Burcu

Oğlak Burcu

Kova Burcu

Balık Burcu

 

Burç Uyumları .:

Koç Burcu

Boğa Burcu

İkizler Burcu


Yengeç Burcu


Aslan Burcu

Başak Burcu

Terazi Burcu

Akrep Burcu

Yay Burcu

Oğlak Burcu

Kova Burcu

Balık Burcu

Burçlar için faydalı bilgiler .:
Hangi burca Aşıksınız? Burçların nitelikleri
İlişkiler ve Burçlar Burçlar ve elementler
Burçunuz ve Seks Burçunuz ve favori saatleri
Burçlar ve beslenme Burçunuz ve saç modeliniz
Burçlar ve hediye Yükselen Burçlar
Yıldızlar ve burçlar Adınızın baş harfine göre aşk durumunuz
Kan grupları ve fal İlişkiler ve astrolojik yansımaları
 
Burç Özellikleri

Koç Burcu

Boğa Burcu

İkizler Burcu


Yengeç Burcu


Aslan Burcu

Başak Burcu

Terazi Burcu

Akrep Burcu

Yay Burcu

Oğlak Burcu

Kova Burcu

Balık Burcu


 

 

 
BOZKURT
 

Budak Köyü (Şive)
 
 
 
Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol